ISSN: 2148-4902 | E-ISSN: 2536-4553
Investigation of genotoxicity risk and DNA repair capacity in breast cancer patients using anastrozole [North Clin Istanb]
North Clin Istanb. 2018; 5(1): 6-13 | DOI: 10.14744/nci.2017.55822

Investigation of genotoxicity risk and DNA repair capacity in breast cancer patients using anastrozole

Tugce Yesil Devecioglu1, Fatih Aydogan2, Gulden Zehra Omurtag3, Nuran Senel Bese4, Semra Sardas1
1Department of Pharmaceutical Toxicology, Marmara University Faculty of Pharmacy, Istanbul, Turkey
2Department of General Surgery Service of Breast Diseases, Istanbul University Cerrahpasa Faculty of Medicine, Istanbul, Turkey
3Department of Pharmaceutical Toxicology, Medipol University Faculty of Pharmacy, Istanbul, Turkey
4Department of Radiation Oncology, Acıbadem University Faculty of Medicine, Istanbul, Turkey

INTRODUCTION: Breast cancer is the most common cancer in women worldwide and the incidence increases in postmenopausal women. Anastrozole is a non-steroidal (type II), third-generation aromatase inhibitor (AI) that is used in the treatment of postmenopausal estrogen-related breast cancer. Several studies have been conducted to assess the efficacy, safety, and superiority of AIs to tamoxifen; however, a literature search did not reveal a study that investigated the genotoxic potential of AIs. The aim of this study was to investigate the possible DNA damage risk profile and individual DNA repair capacity of patients using anastrozole with the modified alkaline comet assay in order to contribute to public health and health economics.
METHODS: Women diagnosed with breast cancer after menopause comprised the study group. Six patients who had taken anastrozole for at least 6 months were retrospectively enrolled, and 12 patients who had not yet received treatment were prospectively enrolled as a control group. Peripheral blood lymphocytes were used to measure oxidized DNA damage using formamidopyrimidine DNA-glycosylase (FPG) and endonuclease III (endo III) in a modified comet assay. Individual DNA repair capacity was evaluated with the comet assay after a hydrogen peroxide (H202) challenge to examine the difference in DNA damage susceptibility.
RESULTS: Analysis of DNA damage, oxidative base damage, susceptibility to DNA damage, and repair capacity revealed no significant difference between the control group and the patients taking anastrozole (p>0.05). Susceptibility to H2O2 damage was observed to increase with age (p<0.05).
DISCUSSION AND CONCLUSION: According to the results obtained in this study, anastrozole did not contribute to oxidative DNA damage. An H2O2 challenge with the comet assay is useful to evaluate circumstances of increased vulnerability to damage, such as aging and cancer.

Keywords: Anastrozole, aromatase inhibitors; DNA damage; DNA repair capacity; modified comet assay.

Anastrozol kullanan meme kanserli hastalarda genotoksisite riski ve DNA onarım kapasitelerinin araştırılması

Tugce Yesil Devecioglu1, Fatih Aydogan2, Gulden Zehra Omurtag3, Nuran Senel Bese4, Semra Sardas1
1Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı, İstanbul
2İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Meme Hastalıkları Servisi, İstanbul
3Medipol Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı, İstanbul
4Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı, İstanbul

GİRİŞ ve AMAÇ: Meme kanseri dünyada kadınlarda en yaygın görülen kanser tipidir ve insidansı postmenopozal dönemde artmaktadır. Anastrozol menopoz sonrası östrojenle ilişkili meme kanserlerinin tedavisinde birinci sırada kullanılan, non-streoid yapıda (tip II) 3. kuşak aromataz inhibitörüdür. Çok sayıda çalışmada aromataz inhibitörlerinin etkililik ve güvenlikleri ile tamoksifene üstünlükleri araştırılmıştır ancak aromataz inhibitörlerinin genotoksik etkilerini araştıran bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu çalışmanın amacı tedavisinde anastrozol kullanılan hastalarda modifiye alkali comet tekniği ve bireysel DNA onarım kapasitesinin ölçümü ile olası DNA hasar risk profilini değerlendirip hasta güvenliliğine ve sağlık ekonomisine katkı sağlamaktır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışmamıza menopoz sonrası meme kanseri tanısı konulmuş; prospektif olarak henüz tedavi almamış hastalar (n=12) ve retrospektif olarak en az 6 ay anastrozol(n=6) kullanan hastalar dahil edilmiştir. Bireylerin periferal kan lenfositlerinde DNA baz hasarı endo III ve Fpg kullanılarak modifiye alkali comet tekniği ile değerlendirilmiştir. Ayrıca bireyler arası gözlenebilecek DNA hasar duyarlılığı farklılığını araştırmak amacıyla H2O2 ile challenge yöntemi sonrası comet tekniği kullanılarak bireysel DNA onarım kapasitesi ölçülmüştür.
BULGULAR: Çalışmamızda kontrol grubu ile anastrozol kullananan bireyler arasında DNA hasarı, pirimin ve pürin baz hasarı ve H2O2 hasar duyarlılığı ile %DNA onarım kapasitesi açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmamıştır (p>0.05). Çalışmamıza dahil edilen hastalarda yaş ile H2O2 hasarına duyarlılığının arttığı gözlenmiştir (p<0.05).
TARTIŞMA ve SONUÇ: Çalışmamızdan elde ettiğimiz sonuçlara göre anastrozolün oksidatif DNA hasarında rolü bulunmamıştır. H2O2 ile indüksiyonun comet tekniği ile kullanılmasının, yaşlanma ve kanser gibi hasar duyarlılığının arttığı durumların araştırılmasında kullanılmasının faydalı olduğu düşünülmektedir.

Anahtar Kelimeler: DNA hasarı, aromataz inhibitörü, anastrozol, modifiye comet tekniği, DNA onarım kapasitesi.

Tugce Yesil Devecioglu, Fatih Aydogan, Gulden Zehra Omurtag, Nuran Senel Bese, Semra Sardas. Investigation of genotoxicity risk and DNA repair capacity in breast cancer patients using anastrozole. North Clin Istanb. 2018; 5(1): 6-13

Corresponding Author: Tugce Yesil Devecioglu, Türkiye
Manuscript Language: Turkish
LookUs & Online Makale